Regaib Kandili Nedir.? Kandil akşamı nasıl değerlendirilmelidir. Regaib Kandili 2014 1 Mayıs Perşembe gecesi Recep ayının ile kandilidir.
Zaman ve mekânlar
bütün kıymet ve kudsiyetini, hakikatte Allah'ın dilemesinden alırlar. Bu İlâhî
dileme ise varlıklar için binbir maslahat ve hikmetler içerir. Ayrıca o zaman
dilimlerinde gerçekleşen mühim olaylar ve o mekânları dolduran kıymettar
mekînler de, içinde bulundukları zaman ve mekâna değer kazandırmışlardır.
İslâm'da mübarek zaman dilimlerinin kudsiyeti de meşiet-i İlâhî'den geldiği
için, Müslümanlara sonsuz feyz ü bereketin nüzulü için birer vesile
olmaktadırlar. Mübarek ay, gün ve geceler, İslâm'ın şeairindendir; hususi
kıymetleri ve kerametleri vardır. Kâinat, semavat, feza-yı âlem ve bütün
varlıklar1 bu kutlu zaman dilimlerine hürmet etmektedir.2 Âyet veya hadîslerin,
kutsallığını tespit ettiği ve Mü'minlerin de yüzyıllardan beridir kutladığı bu
mübarek ay, gün ve geceler, senenin içine dağılmış vaziyette bulunmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz (sas)'in hicretini esas alan ay takvimine göre Recep,
Şaban ve Ramazan ayları öncelikli olan kutsal aylardır. İslâm toplumunda bu
aylara Şühûr-u Selâse (Üç Aylar) denilmiştir. Eşhürü'l-Hurum (Haram Aylar) ise
Muharrem (ki senenin ilk ayıdır), Zilkade, Zilhicce ve Recep aylarıdır. Mübarek
günlere gelince: Hicrî Yılbaşı, Aşûre Günü, Arafe Günü, Ramazan ve Kurban
Bayramları, Cuma Günleridir. Bu yazıda kutlu zaman dilimleri içinden yalnızca
kandil geceleri üzerinde durulacaktır.
Mevlid kandili
hariç diğer kandillerin hepsi Üç aylar içindedir ki bunlara dört Leyâli-i
Mübareke (Müberek Geceler) denilir. Regâib ve Mi'rac kandilleri Receb ayında,
Berâat kandili Şaban ayında, Kadir gecesi de Ramazan ayındadır. Mevlid-i Nebi
ise Ramazan'dan beş ay sonraki Rebiü'l-evvel ayındadır.
"Üç ayların
kendilerine mahsus bir tadı bir şivesi vardır ki, onları yılın diğer aylarından
ayırır.. her ayın güzellik ve nefâsetinin zahirî duygularımızla hissedilip
yaşanmasına mukabil, bu müstesna zaman dilimi kalple ve bâtınî duygularla
yaşanır... Üç ayların başlangıcı, kamer birkaç gün önce zuhur etse de,
rağbetlere açık inayetle tüllenen bir perşembe akşamı 'merhaba' der ve bir
mızrap gibi gönüllerimize iner. Ulu günlere ve daha bir ulu güne akort olmaya
teşne duygularımızı ilk defa uyarıp coşturan 'Regâib' bir ses ve enstrüman
denemesi gibidir. Yirmi küsur gün sonra gelecek olan Mi'rac ise, tam
hazırlanmış ve gerilime geçmiş ruhlar için âdeta, semavî düşüncelerle, gök
kapılarının gıcırtılarıyla ve uhrevîlik esintileriyle gelir. Berâat bu
tembihlerle uyanmış ve tetikte bekleyen sinelere kurtuluş muştularıyla
seslenir. Kadir Gecesi'ne gelince, bu kadirşinas insanları, tasavvurlar üstü ve
ancak bir aylık bir cehd ile elde edilebilecek feyiz ve bereketle kucaklar ve
onları afv u mağfiret meltemleriyle sarar." 3
REGÂİB KANDİLİ
Sevgili Peygamber
Efendimiz (sas)'in Allah'ın bazı çok özel fiilî tecellilerine mazhar olduğu,
nuranî lütf u ihsanlara, semavî mevhibelere eriştiği bir gecedir. Recep ayının
ilk Cuma gecesine tevafuk etmektedir.4 Kelime olarak regâib, "çokça rağbet
edilen, nefis, kıymetli, değerli, ihsan" mânâlarına gelen Ragibe
kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince: "Çok lütuf ve
ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken
gece" mânâsı anlaşılır. Bu gece Allah lütuflarını sağanak sağanak
yağdırır. Müslümanlar arasında ise Peygamberimiz'in dünyaya teşriflerinin ilk
halkasını teşkil eden anne rahmine şeref verdiği gün olduğuna inanılmaktadır.
[Ancak bu gece ile veladet-i Nebeviyye arasındaki müddet, bunun hilafına
işarettir. Şu kadar var ki Hz. Âmine'nin Fahr-i Âlem Efendimiz'i hamil olduğuna
bu geceden itibaren muttali olmuş olabileceği düşünülebilir.5] Peygamberimiz'in
doğuşuyla yeryüzü nasıl küfür ve cehaletin karanlıklarından kurtulup büyük bir
mutluluğa boğulduysa, onun teşriflerinin ilk basamağı olan bu geceyi de bütün
kâinat alkışlamış, coşkun bir sevinçle ayakta karşılamıştır. Mânen bereketli
olan bu gecenin bir hususiyeti de mübarek Ramazan ayının ilk habercisi
olmasıdır.
Bediüzzaman
Hazretleri, Regaib gecesinin Zât-ı Ahmediye'nin terakki hayatının başlangıcının
ünvanı olduğunu; Mi'rac gecesinin de Zât-ı Ahmediye'nin terakki hayatının zirve
noktasının ünvanı olduğunu bildirmektedir.6 Bu gece Allah Rasûlü (sas), söz
konusu mazhariyet ve mevhibeler için Cenâb-ı Hakk'a şükür için oniki rek'at
namaz kılmışlardır. Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur.7 Diğer zamanlarda
okunan her Kur'ân harfi için on sevap verilirse, Recep ayında yüzleri geçmekte,
Regâib kandilinde ise daha da artmaktadır. Kaza ve nafile namazların sevabı ise
diğer gecelere oranla kat kat fazladır. Regâib kandilinde yapılacak
ibadetlerden birisi de duadır. Peygamberimiz (sas), bir hadîslerinde bu gecede
yapılacak duaların Allah katından geri çevrilmeyeceğini bildirmişlerdir.8
"Regâib,
Mirâc, Berâat kandilleri gibi gece âleminin tâçları ve zamanın Allah'a en yakın
zirveleri ya da O'na açılmanın rıhtımları, limanları, rampaları sayılan o
mübarek gün ve gecelerde, gönüller ayrı bir duyarlılıkla parıldar; ruh sonsuza
doğru bir başka türlü kanat çırpar; her şey verâların ezelî şiirine dem tutar;
her yanı tam bir uhrevîlik büyüsü kaplar; her sîneyi, dillerin ifadeden aciz
kaldığı bir naz ve niyaz zemzemesi sarar. Hususî bir kısım tecellilerle
ötelerin kapısı, penceresi, menfezi hâline gelen mekân; ümit ve beklentilerin
yakarışlara dönüşüyle billurlaşan zaman ve yeni nazil olmuş gibi, her sûresi,
her maktaı, her âyeti ve her cümlesinde hemen herkese yepyeni bir hayat
vaadiyle âvâz âvâz çağıldayan Kur'ân, bizlere iman ve ümitle yemyeşil tepeler,
cennette Cuma yamaçları gibi rü'yete açık zirveler ve susamış gönüllerimize
hayat suyu gibi iksirler içirerek, ruhlarımıza mü'min olmanın tasavvurlar üstü
avantajlarını sunarlar.. sunar ve Rabb'e yönelik sinelerde ne telâffuzları
çatlatan mânâ ve muhtevalar, ne ifadelere sığmayan tecellilerle
tüllenirler."9
KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bütün kandil
gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete
nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden
kurtulma ve rıza-i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını
maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:
1. Kur'ân-ı Kerim
okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli;
Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli,
kuvvetlendirilmeli.
2. Peygamber
Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip,
ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3. Kaza, nafile
namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca
kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla
ihya edilmeli.
4. Tefekkürde
bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden
istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde
derin düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin
muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı
çizilmeli.
6. Günahlara
samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat
bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
7. Bol bol zikir,
evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü'minlerle
helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın
olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine
ve diğer Mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde
hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine
getirilmeli.
12. Yoksul,
kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi,
şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile
ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya
cemaaten okunmalı.
14. Dini
toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va'z ü nasihat dinlenmeli;
şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma
oluşturmalı.
15. Kandil gecesinin
akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema
ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî
iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş
yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli;
iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki
manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve
diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-mail
çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
19. Bu kandil
gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.[1]
REGAİP Kandili İLE İLGİLİ AYET-İ KERİMELER:
Regâib kelimesi Kur an da geçmemektedir. Ancak "reğabe"den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur ân da, sekiz yerde geçmekte ve "reğabe"nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır .
Ayrıca, ayet-i kerimede "Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin." (Tevbe Suresi, 36) ifadesi yeralmaktadır.
Hz. Peygamber’in ( a.s.m ) ( aşağıda hadisler bölümünde bulunan) bir hadisinde, ayet-i kerimede işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır.
RECEP AYI VE REGAİP GECESİ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER:
• Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. [Gunye]
• Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. [Miftah-ül-cenne]
• Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Yala]
• Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir]
• “Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)
• İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)
• Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır." (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)
• "Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)
• Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. ) dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: "Allahım! Recep ve Şaban ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)
• Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.] [Saadet-i Ebediyye]
• Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. [Taberânî]
• Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler. [Ebû Muhammed]
• Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)
• Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur.
Regâib kelimesi Kur an da geçmemektedir. Ancak "reğabe"den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur ân da, sekiz yerde geçmekte ve "reğabe"nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır .
Ayrıca, ayet-i kerimede "Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin." (Tevbe Suresi, 36) ifadesi yeralmaktadır.
Hz. Peygamber’in ( a.s.m ) ( aşağıda hadisler bölümünde bulunan) bir hadisinde, ayet-i kerimede işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır.
RECEP AYI VE REGAİP GECESİ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER:
• Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. [Gunye]
• Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. [Miftah-ül-cenne]
• Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Yala]
• Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir]
• “Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)
• İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)
• Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır." (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)
• "Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)
• Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. ) dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: "Allahım! Recep ve Şaban ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)
• Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.] [Saadet-i Ebediyye]
• Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. [Taberânî]
• Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler. [Ebû Muhammed]
• Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)
• Receb ayında yapılan dua kabul edilir, günahlar affedilir. Bu ayda günah işleyenin cezası da kat kat olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder